El Sanatları


Kastamonu Taş Baskı / Sofra (Sini) Bezi Baskısı



Kastamonu Sofra Bezi Baskısı da denilen “Kastamonu Taş Baskı” geçmişten günümüze süregelen Kastamonu El Sanatları içerisinde önemli bir yer teşkil etmiştir. Sofra Bezi’ne halk arasında Sini Bezi de denmektedir.
Sofra Bezi diğer Kastamonu dokumacılığıyla aynı tarihlere rastladığından ilk yapımı tam olarak bilinmese de; 17. yüzyılda Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nde Kastamonu Kumaşları ve Bakır Eşyalarının meşhur olduğundan bahsetmesiyle Sofra Bezi tarihine de ışık tutmuştur. Evliye Çelebi’yi, Fransız Arkeolog ve Gezici Charles Texier “Des Cription de L’Asie Mineure (1839 – 1848)” adlı eserinde Kastamonu halkının geçim kaynaklarından olan Bakırcılık ve Dokumacılığın olduğundan bahsederek doğrulamıştır. Dolayısıyla da Kastamonu kumaş dokuması ve baskısı 17. yüzyıl’a dayanmaktadır, diyebiliriz. Çünkü Evliye Çelebi ‘Kastamonu kumaşlarından’ bahsediyor. Dokuma bir şekilde baskıya geçiyor ki ‘dokuma’ olarak değil, ‘kumaş’ olarak bahsediyor…
O zamanlar ulaşımın ve tanıtımın kolay olmamasıyla Sofra Bezi dokumacılığı ve baskısı yerelde kalmış şehir dışına açılamamıştır. 1800’lü yılların son çeyreğinden itibaren uzun yıllar Kastamonu (Merkez), Daday ve Devrekâni İlçelerimizde yapılmaya devam eden Kastamonu Sofra Bezi baskısı 19. yüzyıla girerken yavaşlamıştır. Birçok, işin erbabı farklı alanlarda geçimini kazanmaya yönelirken, Kastamonu’da bulunan Ermeni ve Rum asıllı yurttaşlarımız yaklaşık 50 yıl bu baskı sanatını devam ettirmişlerdir…
İstiklal Savaş’ı süresi ve sonrasında uzun yıllar çok az sayıda ustanın ürettiği Sofra Bezi unutulmaya yüz tutmak üzereyken 1900’lü yılların sonlarında tekrar kendisini göstermeye başlamış, Kastamonu’da açılan kurslara yeni ustalar kazanılmıştır. Ancak 2000’li yıllarda bu işin kazanç olduğunu gören farklı İller, sanayileştirilerek Ülke Pazarına hakim olmuşlardır. Kastamonu’da ise hala emeğin gücü alın teriyle yoğrularak; çoğunlukla ıhlamur ağacından yapılan bitki, hayvan ve geometrik şekillerin olduğu kalıplar kullanarak el emeği devam edilmektedir…
Sofra Bezi genellikle 160X160 ya da 180X180 ölçülerinde (her ne kadar önceleri Kastamonu dokumalarına yapılsa da günümüzde kaputbezi ya da Amerikan bezi denilen) yıkanmamış kumaşlara; baskıyla yapılmaktadır. Taş Baskı işleminde, öncelikle kök boya karışımları ile birlikte içerisine farklı karışımlar eklenen ağaçtan yapılmış teknelere boyalar hazırlanır. Masa üzerine serilmiş keçenin üzerine önceden yıkanmamış örtü düz bir şekilde serilir. Bu örtüye 15 – 25 cm’lik genellikle ıhlamur ağacından yapılan kalıplardan 4 – 5 farklı çeşitle kullanılarak baskı işlemi gerçekleşir. Baskı işlemi öncelikle açık yeşil olup kurudukça siyahlaşır. Siyahlaşan ve kuruduğundan emin olunan örtü bir iki gün sonra yıkanır. Kenarlarının dikiş işlemleri tamamlandıktan sonra kullanılmaya hazır duruma gelir.
Son yıllarda, Kastamonu Sofra Bezi baskısı; mutfak önlükleri, çantalar, sehpa ve masa örtüleri gibi farklı şekillerle de beğeniye sunulmuştur… Ancak her işte olduğu gibi bunda da itina çok önemlidir…
Kastamonu Taş Baskısı, günümüzde hediyelik eşya olarak satın alınabildiği ve sipariş edilebildiği gibi kullanım aracı olduğu kadar aksesuar olarak da kullanıldığından siparişler istenilen ebatlarda da yapılabilmektedir…
Taş Baskı: İsminden anlaşıldığı gibi taş ile yapılan bir baskı değildir. Ancak bezin üzerine baskı yapılırken kullanılan kalıplar zamanla boya olduğundan taş şeklindeki görünümüyle bu ismi almıştır...

Ahşap Oymacılığı 



 
Bölgemizin ormanlık olmasından dolayı ahşabın kalitelisi ve uygun fiyattan temini dolayısıyla ahşap el sanatları da gelişmiştir. Kastamonu Valiliğince 2000 yılında yöresel konak mimari tarzında inşası yaptırılan merkezde el sanatı ürünlerini yapımı – tanıtımı ve satışı yapılarak yeni gelir girdileri temin edilmektedir. Ayrıca her ilçenin bölgesinin özelliklerini taşıyan ahşap, dokuma, madeni el sanatı ürünleri üretilmektedir.

Dokumacılık




Düz ve renkli dokuma olarak, yatak çarşafı, ön bezi, kadın iş önlüğü, başörtüsü, peşkir, fanila yapımı halen Cide, Doğanyurt, Tosya, Azdavay, Seydiler, Araç, Pınarbaşı, Devrekani ilçelerimizde el tezgâhlarında dokumaya rastlanmaktadır. Tosya’da tela imalatıyla birlikte, tiftikten iç kuşağı, hamam kesesi, üç dilim kuşağı imal edilmektedir.

Sepetçilik




Kastamonu sepeti olarak bilinen sepetler özellikle İnebolu, Daday ve Araç ilçelerinde fındık ve söğüt ağaçları kullanılarak elle örülmektedir. Halk arasında, Pazar sepeti, yumurta sepeti, saman sepeti gibi değişik isimlerle anılmaktadır.

Urgancılık




Tarih boyunca Kastamonu’da ki en önemli geçim kaynaklarından birisi de kendirden urgan yapımı olmuştur. Halktan ve esnaftan önemli bir kesim geçimini bu sektörden sağlamaktaydı. Kendir ekiminin özellikle Taşköprü Ovasında yaygın bir şekilde yapılması Selçuklu, Candaroğulları ve Osmanlılar döneminde halat ve urgan ihtiyacının bölgeden karşılanmasına yol açmıştır. Donanma ile birlikte öncelikle İstanbul’un kendir, urgan ve halat ihtiyacı urgancılık mesleğinin yaygınlığını göstermektedir. Sinop ve İnebolu Limanlarından en çok ihraç edilen ürünler arasında yer almıştır.

İğne Oyacılığı ve Çarşaf Bağcılığı






Yemenilerin, başörtülerin, tülbentlerin, para ve saat keselerinin, mendillerin, gömleklerin kol ve yakalarına ipekli, pamuklu veya naylon iplikle iğne ile yapılan zarif bir dantel türüdür iğne oyacılığı. İğne oyaları geleneksel el sanatlarımızın ve halk kültürümüzün en güzel örneklerinden birini oluşturmaktadır. Çarşaf bağlarından el örgüsü fanilalar, fiskos masa örtüleri, yatak ve divan örtüleri, taşbaskı masa ve sofra örtüleri evlerde hanımlar tarafından sipariş usulü yapılmaktadır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder